Pazartesi, Eylül 10, 2007

traylaylaylaylaaaaaaaaaaay



pek sevindirik bir haber aldım efendim abimden bu akşamüstü. aynı zamanda da hüzünlü bir haber, geçen milenyumdan beri üniversite okuyanlardan biri daha kaydı aralarından :D benim çalışkan abim 1999 da girdiği üniversiteyi 2007 yılının 10 eylülünde bitirdi. bu büyük başarısından ötürü önce askere sonra da avukatlık için staja gidecek olan abime şükranlarımı sunuyorum. öff beeeee. gıyabına bi kutlama yaptık tabi kendi aramızda ooooh kavun beyaz peynir ve sınırsız ton balığııı :D eşliğinde 2 kadeh rakımı içtim ve dedim ki ulan benim bi blogum vardı gidip bi bakiyim ona içimi dökmeye de çalışayım ucundan acık :) nerde kaldığımı bilmiyom valla tam bunların yazarken arkadaş geldi msn e, heh tmm okudum biraz anladım nerde kaldıımı ama dökecek bi içim olmadığını farkettim bir an :D mezun oldu işte, hayırlı uğurlu olsun, iş hayatı sonuçta daha zor bi de başarılar dileyeyim. darısı da başıma hehehe.

2 kadeh rakı parlattık babamla bu mezuniyet şerefine ama ben bu rakıyı anlamadım arkadaş bazen tatlı geliyo bazen de acı, keza bugün de acı geldi geçemedik 3. dubleye. fazla alkol almayan bi bünye olarak tabi biraz alkol alınca hemen çakırkeyf oluyorum. hal böleyken de cümleleri falan kuramıyom kafamda bi de ne anlatıcaktım o gelmiyo aklıma. eet eet unuttum ben ne anlatıcağımı :) heeeeh istanbula gitmiştim onu yazıcaktım biraz. atla bakiyim bi sonraki paragrafa.

fantasticooooo, wundebaaaa demek istiyorum sayın seray severler. istanbula gideceğim gün böööle bi miskinlik bi bıkkınlık bi hiçbişeye anlam verememezlik vardı üstümde. illa gidicez ama napacaz, geliyoz demişiz o kadar konser biletleri alınmış. bir de terminalde bana gerekli olan ziraat bankasının o ender, eşine az rastlanan atmlerinden olmadığını zannediyordum ve bu bana yarım saate patladı ayrıca da bi işime yaramadı (haybeye koşturmaca yani) neyseee bu ruhayıliti (halet-i ruhiye demek istiyorum korkma sayın okur, ne demek istediğimi okan bayülgen in programlarını takip eden anlar :D) içinde vardım terminale allahtan arkadaşım ero (adı eray da ben nedense onu ero diye kaydetmişim telefona arada ero da diyom ona (şu an burda ero falan demem de yalancıktan zaten, lan ero ben bi blog yaptım arada gir bak oku dedim geçen gün, o da sağolsun not etti bi tarafına telefonunun o yüzden efendim bir nazire yapayım dedim nazire doğru kelime deil aslında ya ne yapılıyoduysa böyle durumlarda araştırıp bulun bu da sizin bugünlük ödeviniz olsun :Pp)) bu kadar saçmalamak yeter herhalde, tabi bu arada unutmuyoruz ki saç malanmaz taranır, neysee detaylarla boğmayacam sizi vardık sonuçta istanbula/bir cuma gecesiydi/ve ben içiyordum gene/kendimden geçercesine. bu süper ve düper dörtlükten sonra esas aktivitemi anlatmam gerekiyor tabi. şeboyla ferah bir konser diliyoruz demişim herhalde alttaki yazımda ve hakkaten de mükemmel bir konserdi. şebnem ferah unplugged derim başka bişe demem. deminki yazımda şebnem ferah unplugged yazmamın tek nedeni google aramalarında belki bulunurum manyaklığıdır, deminki de, deminki dee, deminki deee... şebnem ferah sizce de ayrı bir paragrafı hak etmiyor mu ?

şebocum kavuşturdum seni bu çok özlediğin paragrafa hehehe, i love myseeeelf i love myseeeelf. normal kadrosuna bir piano bir viyolonsel 3 keman fazladan bir gitarcı daha eklenmişti. uzun süre hazırlandık falan dedi bu konsere ve hakkaten dediklerini haklı çıkartacak bir performans izledik. çok güzel çalışılmış ve hazırlanılmış. dekorundan ışığına, barkovizyona kadar 4 4 lük bir konserdi. tabi ki bu konseri konser yapan çatlamayan detone olmayan sesiyle ve yorumuyla ve besteleriyle ve sözleriyle ve "şımarık" tavırlarıyla gönlümüzün rock müzik köşesini aydınlatan şepnemciğimizden başkası değildi tabi. 2006 yılına girerken ben gene gitmiştim istanbula, demişlerdi ki duman teoman ve şebnem ferah ard arda konser vericek yılbaşında. yani 3 hit kombo çekilecekmiş :D duman söledi gitti teoman söledi gitti sıra geldi şebneme. neyse başladı konser gayet güzel zıplıyoz bağırıyoz bizim de kafalar güzel tabi ama şebnem böle arada bi su içmeye gidiyodu bi baktık artık su bardağını elinden düşürmüyo. benim gibi saf niyetli olmayanlar bi çırpıda anlar tabi onun su deil alkollü bi meret olduğunu. neyse 4 e falan gelmişti başladı grubundakileri tanıtmaya ve aykan adlı bateristi yaklaşık yarım saat anons etti. ayakta zor duruyodu ve gitaristler falan gelip böle yanında durdular ki yere düşmesin bi abuk hareket olmasın. ulan zaten ilk defa izliyorum şeboyu sahnede bi de böle oldu fıtık oldum tabi ben halla halla noluyo ya doğru dürüst konser niye olmuyo diye ama tabi o da insan ya içmesin napsın, ben de içiyom, sen içmiyon mu yoksa a aaaa bi iç de gör hanyayı konyayı :P yuhh ne dağıtmışım be konuyu neyse diceğim şudur ki 8 eylüldeki şebonun unplugged konseri süper düperdi 3 hit kombo da çekerdi valla :D çok eğlendim iyi ki gitmişim. puhahahhaha dur dur aklıma bişe geldi neyse paragaraf yapiyim diğer şeyler için.

konserden çıkmışız gayet güzeliz rahatız hafifiz biraz da üşüyoruz falan neyse öle böle işte taksime yol almışız kısacası. yanımızdan bir çift geçti, geçerken de ordaki kişican dişicana aynen şöyle bir cümle kurdu hafif doğu şivesiyle "valla çok güzel eğlendik, sen bişe demedin ama sana böyle güzel bi gece yaşattığım için kendime teşekkür ediyorum" dedi ve hızlıca uzaklaştı. hızlıca uzaklaşmasının nedeni ulan ben ne aptal bişe söyledim bari kaçayım duyan muyan olmuştur değildi tabi, hafiften gülme krizine giriyodum gene ben orda puhahaha. böyle güzel bi olayı size anlattığım için kendime teşekkür ediyorum puhahahah nasıl bi saçmalıktır ben karar veremedim ama herhalde yanındaki kıza nasıl yazacağını şaşırdı çocukcaız :D neyse garip gelen bi olayı da anlatıp kurtulayım bari (şu an bu bloga bişeler yazmak azap gibi geldi lan nedense) istiklalde yürüyorum ama şarhoş de değilim çaırkeyf hiç deilim çünkü daha bişe içmemişim :) ama meraklı melahatım ya tepelere bakıyorum ne var ne yok diye tabi bişeye takıldım yalpaladım falan hooop bi yumuşaklık hissettim ama bu yumuşaklık hissinden önce birileri ingilizce bişeler konuşuyodu (bu olay da ilginçtir he ing hariç yabancı dilde bişe konuşulunca tvde olsun etrafında olsun hmmm fransızca konuşuyo bunlar hmmm bunlar ispanyolca konuşuyo yok yok italyanca da olabilir si dedi si kesin italyanca bu :D gerçi matah bişeymiş gibi anlattım ama birisi çinceyle japoncayı üstüne de koreceyi ayırırsa birbirinden helal olsun derim (yoksa korece çince japonca yok da ben mi var sanıyom ne diyom ben yaaa öff kapatıyom parantezleri :))) velhasılı kelam çarpmışım ben karıya :D döndü baktı falan tabi ben de o ara önceden duyduğum ingilizce kelimelere karşılık ne denirdi böle bi durumda derken sorry geldi tabi aklıma. ben tam sorry derken kadın r yi bastıra bastıra pardon dedi yani türkçe karşılık verdi ben de ona sorry dedim. ya ikimiz de karşımızdakinin dilinde özür dileyerek fazla saygılıyız ya da ben aptalım. sana pardon diyene sorry mi dersin dee mi :D

ramazan da geliyo 2-3 gün kaldı zaten. yarın bi kapanış yapalım arkadaşlarla bari dee mi. gerçi içsen gene içersin ramazanda da ama ben içmicem. içmicem diyeni herkes anlayabilir ama ben içmem içirtmem de diyen moronlar var ki anlamak mümkün deil. demin yazdığım içmeleri yemek olarak da algılayın tabi sonuçta su da bi içkidir. yoksa su içilmiyo mu :D haha benim zamanım dolmuş en iyisi mi ben gideyim sizlere de happy ramadan diyorum.

ulen bu etiketlere de "gereksiz" den başka bişe yazabilecem mi ileride merak ediyorum. ben bişe anlatıyosam yazıda gereksizdir herhalde diye yazdım neyse hadi bozmayayım :D

hadi tsüche.

Hiç yorum yok: